Ayakları yere iyi bas, ikinci savaşçı geliyor! Nazime Çelik

0

NAZİME ÇELİK – YOGA EĞİTMENİ

Uzun yıllar kadın doğum hemşireliği yapan Nazime Hocamız bugünlerde bizim yoga hocamız olarak eğitimlerde ve spor seanslarımızda bize diyor ki “haydi şimdi ayakları yere iyi bas, ikinci savaşçı geliyor!”

Doğru duydunuz gençler, tıpkı yogada olduğu gibi hayatımızın her aşamasında ayakları yere iyi basıyoruz ve hem savaşçı hem barışçıl kimliğimizle yeniliklere, uyuma, mücadeleye, kazanıp, kaybetmeye, akış içinde kalmaya sürekli devam ediyoruz.

Şimdi Nazime hocamızın kariyer hikayesine kulak verelim ve deneyimlerinden faydalanmaya çalışalım.

Seni kısaca tanıyabilir miyiz? Özellikle kariyer hayatından bize biraz bahseder misin…

Projenizi tebrik ederek söze başlamak istiyorum. Gençlere, yeni meslek edinecek bireylere ulaşan kariyer hikayemin fayda sağlayacak olması beni oldukça heyecanlandırıyor.

Ben uzun yıllar kadın doğum hemşireliği yapmış bir sağlıkçı olarak insan sadece bir meslekte sınırlı kalmamalı diyerek spor aktivitelerimi biraz daha ileriye yürüttüm ve bunu yoga eğitmenliğine taşıdım. Bununla birlikte Odtü Dağcılık Kulübü üyesiyim. Kulübün organizasyonlarında sağlıkçı kimliğimle sağlık görevlisi & danışmanı olarak görev yapıyorum. Tabi onca dağcı ve sporcu dostlarımın arasında bazen de kendimi dağlara tırmanırken, trekking yaparken bulmam kaçınılmaz oluyor.

Genç kızlık dönemlerinden başlayarak uzunca bir süre devam ettiğin “kadın doğum hemşireliği” üzerine bir soru; “doğum” nedir? Ve bu meslek sürecinden kısaca bahseder misin…

Doğum, kısaca yeniden var olmak! hayattaki her şey gibi…

Hem doğuda hem batıda bu meslek üzerine görev yaptım. Doğuda kadının doğumuna yaklaşım ile batıdaki oldukça farklı bilindiği üzere. Doğuda doğum oranı yüksek ve kadına verilen önemden dolayı daha sıradan bir olaymış gibi düşünülüyor. Batıda ise daha doğum anı yaklaşmadan hem kadın hem bebek sarıp sarmalanıyor.Genel olarak konuşuyorum tabi.. Bu süreçler boyunca durduğunuz yeri anlamaya çalışıyorsunuz. Her iki kadın tipini de görmek beni çok geliştirdi. Bu meslekte en dikkat ettiğim konu benden dolayı herhangi bir aksaklık yaşanmaması idi.

Gönüllü olduğun işler var. Günümüzde kendi sorumluluklarımızı yerine getirip bir taraftan işlerimizi tamamlamaya çalışırken bir şeylere gönüllü olmak ertelediğimiz ya da hiç kalkışmadığımız bir durum olabiliyor. Gönüllülük nedir, önemi ne?

Gönüllülük entellektüel bir yaklaşım. Yadsınmaması gerekir. “Her yapılan işin bir karşılığı olmalı” algısı yaratan bir sistem içindeyiz. Ancak herkesin eşit fırsata sahip olmasına katkıda bulunmak, eğitimsiz, bilgisiz, çaresiz ya da bir şeylere ihtiyacı olan insanlara el uzatabilmek gönüllü olmak için bizi yüreklendirebilir. Bu insanları yok sayarsak her şeyden önce bizim kendi dünyamız küçülür kanaatindeyim. Benim gönüllülüğüm uzak ilçelerden, köylerden hastaneye gelemeyen kadınlara, ergenlere sağlık okur-yazarlığı yapmakla başladı. Ultrason, tahlil sonuçlarını onlara anlatmak, sağlık konusunda eğitimler vermek gibi çalışmalarda bulundum. Bu yurdun içindeki insan profilini ve ülkemi tanımak adına bana çok şey kattığına inanıyorum. Karşılık beklemedim ama karşılık kendiliğinden geldi inanın. Karşılıksız olarak başladığım gönüllü çalışmalarım bana bambaşka iş kapıları açtı. Bu vesile ile Birleşmiş Milletlerin fonladığı göçmenlerle ilgili sağlık danışmanlığı alanında ücretli çalışmaya başladım.

Ticari bir girişim hikayen var. Sen buna esprili bir şekilde “domates-pilates” diyerek eski günleri yad ediyorsun. Gençlerimize biraz girişim hikayenden bahsedelim mi?

Bir yerlerden aklımda bir söz kalmış; Yaptığımız işin değil de yapacağımız işin hayallerini kurarmışız genelde. Hep tali yapıyormuşuz yani 😊

Hayat boyu bir işte çalışmak çok da benim yapıma uygun değil. Hemşirelik mesleğimden emeklilik sonrasında bir spor salonu açmaya karar verdim. İki katlı bir pilates salonu devraldım. Benimle birlikte çalışacak hocalar, arkadaşlar edindim. Tabi ticari bir girişimin bir sürü ayağı var. Benim elimde olanlara şimdi dönüp bakıyorum, neler bunlar; enerjim var, bu işle ilgili hayallerim var ve küçük çapta parasal sermayem var. Şu anda olaylara dış taraftan baktığımda ise; olmayanlar nelerdi diye sorarsanız; serbest piyasa algısı, müşteri beklentilerinin çeşitliliği hakkında bilgi…

Pilates salonumu işletirken karşılaştığım en önemli handikaplardan biri müşteri çeşitliliği ve beklentileri hakkında bilgiye önceden sahip olamamam diyebilirim. Toplum olarak genelde bir işe girişirken başta sorulacak soruları işin içine girdiğimizde soruyoruz. Benim açımdan “müşteri portföyü nasıl oluşur, elde hangi müşteriler var, beklentileri neler” soruları işe girişirken eksik kalan kısımlar. Şener Şen’in bir filminde, ilk defa sebze kamyonun başına geçip “domates…domates” diye ürkek bir sesle mahalleliye mikrofon ile seslenişlerini hatırlarsınız. Ben de kapı kapı dolaşıp “pilates…pilates..” diye diye müşteri aradığım günleri hatırlıyorum😊 Hayatta bir çok şeyi kitaplardan, bazen yapıyor olanlardan, bazen de yapıp başarısız olanlardan öğreniyoruz, bu doğru ancak sadece kendi enerjimize güvenerek sonsuz güven duygusuyla harekete geçmek riskli bir durum. Şu anda karşımızda çok akıllı bir nesil var. Bir restauranta gidecekken bile yorumlara bakıyorlar, araştırma yapıyorlar. Her konuda ön araştırma yapmak artık şart.Bilginin bu kadar yoğun olduğu bir dünyada el yordamıyla hayatta kalamazsınız. Ben bir yer açayım orada öğrenirim diyebileceğimiz bir dünya yok artık. Ortaya paranızı, gönlünüzü her şeyden önemlisi umudunuzu koyuyorsunuz. Ben bugün yeniden bir ticari girişime kalkışacak olsam hayalini kurduğum alanın, bana ait olmayan bir işletmesinde o işin mutfağındaki döngüsünü anlamaya çalışırım. O mutfakta “bu tamda isteyip başarabileceğim bir şey de diyebilirsin… Ya da bu iş böylemiymiş ya! da diyebilirsiniz. Bu önemli bir pratik. Gençlere önerim, bunu mutlaka yapmaları ve bunu yeri geldiğinde herhangi bir maaş, ücret beklentisi içinde olmadan sırf kendi arka planlarını zenginleştirmek için yapmayı göze almaları yönünde olur..  İşler belli sebeplerden rast gitmediğinde ise, en gerekli hamle hiç vakit kaybetmeden o işten sıyrılmaya çalışmak. Tabi ki deneyimimden çok şey öğrendim. Belki okuduğum, dinlediğim, gördüğüm hiçbir şeyden yaşarken öğrenebileceğim bu deneyimleri öğrenemezdim ama yine de dikkat dikkat diyorum; “ Aklınızdaki, hayalinizdeki şey sadece aklınızdaki ve hayalinizdeki şey değil; piyasanın yönlendirdiği bir hadise aynı zamanda!”

Gelelim yoga eğitmenliğinize… Bize çok değerli hareketler yaptırıyorsunuz. Bu işte çok başarılısınız. Yogayı senden dinleyelim…

Yoga en genel tanımıyla, unuttuğumuz taraflarımızı yani nefes-zihin-beden üçlüsünü bir arada kullandığımız çok özel bir egzersizler bütünü. En etkileyici yönü, bize bedenimizin bütün parçalarını gözden geçirebilme ve zihnimizi de o yöne çevirerek bedenimizi anlamaya çalışma fırsatı vermesi. Yaptığın işi anlamaya çalışıp hareketlerin içine girme imkânı buluyorsun. Bu vesile ile o işi daha iyi yapmaya çalışıyorsun. Bedeninizi içerden bir kamerayla dışardan izleyebildiğinizi düşünün. Kendi anatominizle yeniden ilişki kurabiliyor ve bedeninizi yeniden sevme imkanı yakalıyorsunuz. Şu an öyle bir dünyada yaşıyoruz ki sistem bize saçımızın, kaşımızın, gözümüzün, bedenimizin öyle ya da böyle olması gerektiğini söylüyor. Piyasa bizi böyleysen güzelsin algısına sokamaya çalışıyor. Biz de o piyasanın öyle-böyle dediği kalıba giremediğimizde mutsuz oluyoruz aslında hiç farkında olmadan. İşte tam da bu noktada yoga bize, aslında çok farklı olduğumuzu, bu farklılıkla güzelleştiğimizi ve her şeyden önemlisi sağlıklı olduğumuzu hatırlatıyor. Nefesini sağlıkla alabilmenin farkına vardırıp kendine şükrettiğin bir egzersize dönüşüyor.

Erkeklerin yogaya katılımı ne durumda?

Aslında erkekler kadınlardan daha fazla bunu anlamaya çalışıyorlar. Bu yolculukta daha ileriye gidebiliyorlar. Kadınlar birbirini bu aktiviteye daha çok davet ettiği için katılan kadın sayısı erkeklerden daha fazla diyebilirim. Ancak esnemek açısından baktığımda en az kadınlar kadar erkeklerin de güçlü kasların yanı sıra esnek kaslara ihtiyacı var. Erkekler için de yoga çok değerli bir spor.

Sosyal bir projen var mı yogayla ilgili…

Online yoga eğitimlerim aslında bir sosyal proje ile başladı. Pandemi boyunca azalan sosyalleşmemiz, hareket kısıtlanmalarımız vs. derken sağlıkçı arkadaşlarıma nasıl faydam dokunur diye düşünürken gönüllü olarak  on-line yoga yaptırmaya başladım. Pandeminin uzamasıyla gruba tanımadığım insanlar da eklenmeye başladı. On beş yirmi kişiyle başladığımız bu grup bayağı kalabalık bir sayıya ulaşınca bu işi haftalık programlarla daha profesyonel bir şekilde yapmaya başladım.

Yoga grubunda ne gibi etkileşimler oluyor. Ayrıca katma değer yarattığın durumlar var mı?

Grup büyüdükçe farlı meslek gruplarından insanlarla tanışma ve tanıştırma fırsatı buldum. Bu bize birilerinin iş bulması, birinin ürettiği bir şeye müşteri bulabilmesi gibi imkanlar tanıdı. Bir network ağının oluşumuna vesile olmak beni mutlu ediyor. Farklı konularda bilgi alış verişininin yapılabildiği, derneklere destek imkanının sağlandığı bir oluşum da oldu.

Yoga eğitmenliğindeki başarının sırları neler?

Yaptığınız işe saygı duymak ilk söyleyeceğim şey. İkincisi yaptığınız işin karşınızdakine nasıl yansıdığını iyi gözlemlemek. Özellikle hizmet sektöründeki en önemli şey, karşı taraftakine kendini değerli hissettirmektir. İnsanlar değerli olduğunu hissettiği yerdedir.

Hayatının en önemli yılı-vakti hangisi, neden?

Yaşım ilerledikçe birikimlerimden çok etkileniyorum ve bugüne kadar aldıklarımı vermenin zamanının geldiğine inanıyorum. Bunu pandemi zamanında anladım. Birikimlerimin farkına vardım. Hepimizin bir verme vakti olduğuna inanıyorum. Bu yüzden zaman olarak pandemi zamanı diyeceğim.

İşini aşkla yapacak gençlere, yeni girişimcileri son birkaç mesaj verelim mi?

Hayatta mütevaziliği ve sadeliği seviyorum. Neyi istediğimize iyi karar vermeliyiz. İş seçimlerimizi yaparken merkezimizde ne olması gerektiği hakkında fikirlerimiz olmalı. Merkeze işi alacaksak feragat edilmesi gereken çok şey olabilir hayatta. Dengeli bir hayatı seçersek belki de beklentileri azaltmak gerekebilir. Ne istediğimizi bilmek, yola bu bilinçle çıkmak ve tabi ki ellere ayaklara iyi basmak😊

Nazime Çelik ve Melike Yılmaz, Röportaj Günümüzden… Ankara, Ağustos 2021
Paylaş

Yazar Hakkında

Yorum Yazın